Sabir Rüstəmxanlı 15 iyul qiyamını Ərdoğana 7 il öncə söyləmişdibackend

Sabir Rüstəmxanlı 15 iyul qiyamını Ərdoğana 7 il öncə söyləmişdi

  • whatsapp
  • messenger
  • telegram
  • vkontakte
  • odnoklassniki

Qeyd edək ki, məktub 2009-cu ildə Türkiyənin nüfuzlu KİV-lərindən olan \”Yeni Şafak\” qəzetində yayımlanmışdı.

İnterpress.az məktubu olduğu kimi oxuculara təqdim edir:

Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı
Sayın Recep Tayyip Erdoğana

Sayın Başbakanım

Öncelikle Sizi salamlıyor, kardeş Türkiyeye , yüce Türk milletine hizmetinizin devamını temenini ediyor, bu yolda size uğurlar diliyorum.
Bu yazdıklarımı size öten ay Kuzey kıprıs Türk Cumhuriyyetinde Barış hərəkatının Sizin de katıldığınız 34 yıllık kutlama günlerindeki görüş zamanı söylemem gerekirdi. Fakat proğramın yoğunluğunu ve başımızın kalabalığınnı gördüyümde bu isteyimi ertelemişdim.

Tevezökarlıkdan uzak olsada demeliyem ki, ben Azerbaycanda ve eski Sovyetler Birliyinden kopmuş Türk Cumhuriyyetlerinde yeterince tanınan bir Azeri- Türk aydını, Azerbaycanın milli şairi, eski basın- yayın bakanıyım.

Azerbaycanda 1988 yılından başlanan milli azadlıq herekatının liderlerinden biri olmakla Çağdaş Azerbaycanın ilk bağımsız demokratik qazetesini 1989 tesis etmiş,1990 yılında millet vekili seçilmişem ve halen de millet vekiliyim. 1992 yılında kurduğum Vetendaş Dayanışma Partiyasının genel başkanıyım. 7-si Türkiyyede , bir kaçı Rusiyada, İranda Avropada basılmak üzere 30- dan fazla kitabın yazarı, filoloji bilimleri doktoruyum.
KKTC- de Sizinle tanıştırdığım ve sayın eşiniz Emine hanıma Türk Dünyasının Kadınlar Qurultayı gerçekleştirmek işinde yardımçı olmalarını rica etmiş hanımım Tenzile Rüstemhanlı da Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinin genişlenmesi yolunda çalışan, bu amacla kurduğu Azeri Türk Kadınlar Birliyinde yorulmaz sosial- humanitar fealiyyeti ile ölkemizde kadın liderleri arasında özel yer alan bir türk anasıdır.

Bir aile olaraq bütün sosial fealiyyetlerimiz boyu Türkiye ile Azerbaycan ve turk xalqları arasında ilişkilerin gelişmesine çalışmış, kardeş Türkiyenin her zaferine sevinmiş, her üzüntüsüne üzülmüş,Türkiye ile ilgili heç bir olaya kayıtsız qalmamışız.

Biz tarih ve milli kimlik bilgisinin, millet sevgisinin, kişilik ve vetendaşlıq duyğusunu oluşturma bakımdan önemli olduğunu genclerimize aşılamak çabasının her bir Türkiye ve Azerbaycan aydınının borcudur fikrini daşımaqdayız. Bizim için Azerbaycan neyse, Türkiye de odur. Azerbaycanı sevdiyimiz kadar, Türkiyeni de seviyoruz.
Yazar olarak benim bütün kitablarım Azerbaycan ve Türk dünyasının tarixi, acı kaderi, sorumları ile bağlıdır ve tamamen türklük ruhuyla doludur.

1992 yılında Türk devletleri parlament Assambleyası yaradılması ideyasını ortaya atmağımla, Türkiye ve Azerbaycan arasında avropa Birliyine benzer bir birliyin kurulmasının qaçılmazlığını her zaman çekinmeden dile getirmeyimle de ayrıca qurur duyuyorum.

Sayın Başbakanım

Benim kurduğum ve genel başkanı olduğum partiyanın, tesis etdiyim qazete ve dergilerin, aynı zamanda eşimin başkanı olduğu Azeri Türk Kadınlar Birliyinin fealiyyeti sözlerimin delili sayıla biler.

Bu baxımdan Azeri Türk Kadınlar Birliyinin yıllar boyu Türkiye ve türk dünyasının sorunlarına işik tutan fealiyyetlleri özellikle vurqulanmalıdır. 1993 yılından başlayarak bu birlik Türkiyeye qarşı toprak iddiasında bulunan, qondarma soykırım iddiasından el çekmeyen, dünya boyu türke karşı cebhe açan ve bununla Azerbaycan arazisinin yüzde iyirmisini işğal etmesini unutdurmağa çalışan Ermenistanın, yalançı ve terrorçu politikasına karşı onlarla konfrans düzenlemişdir. 1999 yıllında Türk Dünyası Araşdırmaları Vakfıyla birge Türk Dünyası Kadınlarının qurultayını gerçekleştirmiştir.

Bunun sonucu olaraq Türkiyeye ve Tüklüye karşı güclerin önünde yer alıb onların hedefi haline gelse de asla bu durumdan rahatsız olmamış, yüreyi türk dünyası için çırpınmakdan kurur duymuştur.

12 yıllık fealiyyeti boyunca Azeri Türk kadınlar Birliyi kardeş türkiyemizden, yavru Vatanımız Kıprısdan, yaralı yüreyimiz Kerkükden, Axısxa türklerinden, İradan, Avrupadan, Kanadadan, Rusiyadan ve çeşidli terk toplumlarından, onlarla bilim ve senet adamı, politikaçı ve millet vekilini Azerbaycana davet ederek Türk dünyasının ortak sorunlarına dair elmi simpoziumlar keçirmiş, türklük şöleninin Azerbaycanda bir geleneye çevirmiştir. Davet edilen konuklar seçilerken onların isteyi , Azerbaycan tanınması, Türklük davasına hizmetleri, esas alınarak, siyasi görüşleri öz ölkələrinin iç politikalardakı mövqeleri asla nezere alınmamıştır. Davet edilen insanlar arasında sizin partiden de bir kaç millet vekili olmuştur.

Sayın Başbakanım

Bütün bunları yazmakda amacım bizlerin Türkiye devletine ve Türk milletine karşı yönelmiş Türkiye- Azerbaycan ilişkilerine zarar vura bilecek küçücük bir addlm bele ata bileceyimizin mümkünsüz olmasını bildirmekdir. Türkiyenin içi ve günlük siyaseti türkiyeli kardeşlerimizin işidir. Türkiyenin iqtidarında da, müxalifetinde de dostlarımız var. Biz kardeş ölkeni her zaman güclü, huzur içinde, lider devlet olarak görmek istiyoruz.

Ancaq son günlerde açıklanan “ Ergenekon” iddinamesinde adımızın keçmesi, eski dostlarımızla telefon konuşmalarımızın essasız kullanılarak Azerbaycanda \”Ergenekon\”un uzantısını aramak ve bu yolla bizim adlarımızı gizli bir örgütle bağlamak ve bulaşdırmaq cehtison derece üzücü olaydır. Türkiye ve türklük yolunda yıllar boyu namusla sürdürdüyümüz mücadilenin bu türlü “ deyerlendirilmesi” ve bunun qazetlerde afış edilmesi yasa dışı olmaqla, aynı zamanda, sayqısızlık ve şerefsizlikdir.
Benim yüce Türk Adaletine güvenim sonsuzdur ve inanıyorum ki, bizim ismimizin ve telefon konuşmalarımızın “Ergenekon” olayına heç bir aidiyyatı olmadığını tesbit edecekdir.

Biz aile olaraq Türkiyeden Azerbaycana gelen her kese yardımçı olmuşuz. Ben bakanlıq meqamında Türkiyeden onlarla gencin universitelerimizde okunmaslna şexsi paramla yardımçı olmuşam. Türkiyeden gelen yüzlerle insan konuğumuz olub. Bakıda eyitim alan Türkiyeli gencler beni ve eşimi her zaman en zor durumlarında baş vura bilecekleri büyükleri gözüyle görmüşler: ona “ anne” bana “ baba “ söylemişler. Biz bu sayqını yıllar boyu çekdiyimiz emekle ve tamemen temannasız kazanmışız. Ayrıca ben Dünya Azerileri Konqresinin eş başkanı olarak çeşidli dünya ölkelerinde Azerbaycan ve Türkiye diaspor örgütlerinin ilişkilerinin genişlenmesine çalışıyor ve her yerde sorumlarımızın birge çözülmesinin önemli olmasına dikkat çekiyorum.

“Ergenekon “ operasiyonu çerçivesinde göz altına alınan onlarla kişinin sadece üçüyle tanışız, dostuz, Türkiye ve Azerbaycanda görüşmüşüz ve bunu hiç zaman gizli tutmamışız. Çünki bizi bu kişilerle yalnız ölkelerimize hizmet ve türklük sevgisi bağlamışdır.

Bu amacla Türkiyede ve Azerbyacanda bilimsel toplantılar düzenlemiş, Tv verlişleri hazırlamışız. Konfransların konusu her bir Türkiye ve Azerbaycan vetendaşını ilgilendiren meselelerdir: Ermenistanın Türkiye karşı torpaq iddiasının ve ermeni soyqrımı uydurmalarının tarixi belgelerle redd edilmesi, Ermenistanın Azerbaycana karşı apardığı işğalçılıq savaşı ve karabağ sorunu, Türk İslam ordusunun 1918 yılında Azerbaycan yardımı, PKK terrorunun kınanması ve.s.

İlişkilerimizde ve telefon konuşmalarımızda Türkiye ve Azerbaycanın çağdaş politikası söz konusu olmamışdır, her zaman ilişkilerimizin daha sık tutulması isteyi dile getirilmişdir.

Bu kişiler bizimle tanışlıqdan önce de Azerbaycana gelib- getmişler. Biz onları her zaman Türkiye ve Azerbaycan için yanan, ölkelerimizi ve milletimizi her zaman yüce, bağımsız, şerefli görmek isteyen deyerli, kayretli, millet için çalısmaqdan başqa istekleri olmayan gözel insanlar olarak tanımışıq. Onlar bizim davetlerimizde Azerbaycana gelmeleriyle ve burdakı çalışmalarıyla Türkiyeni tebliğ etmiş ve sevdirmişler. Onların dilinden hiç zaman hiç bir gizli örgüt ve ya türk devlet ve hakimiyyetine karşı örgüt ve ya türk devlet ve hakimiyyetine karşı örgütlenme isteyi ve bune benzer hiç bir kiçiçik söz bele duymamışız.

Olay bunca aydın ve göz önündeyken, savcı Zekeriye Özün hazırladığı iddianamede bizlerle olan ve metninde hiç bir suç unsuru bulunmayan kişisel telefon konuşmalarının afiş edilmesi, bir millet vekili olaraq benim ve eşimin haqlarına tecevüzdür ve bunu kaç yıllık bahs etdiyim hizmetlerimizin karşılığında bir hakaret sayıyorum.

Sayın Başbakanım

Bizimle beraber 13 yaşlı kızımızın adının da iddianamede yer alması, hazırda tutuklu bulunan şaxsların katıldığı Türklük şöleninde Ay- yıldızlı bayrağa sarılarak şir söylemesinden dolayı 13 yaşlı Aydanın adının kirletmesi, bu iddianemenin telem- telesik quruşdırıldığına bir sübutdur, onun ciddiliyini soru altına alıyor ona inamı azaltıyor.

Bu olay kızımızın yüreyinde yara açmış ve sayın savcını gülüş hadefine çevirmişdir. Hemin çocuk kıprısın barış herekatının kutlanma günlerinde sizinle görüşmek ve eşinizin koluna girerek resim çektirmek şerefine nail olduğu için çox mutlu olmştur. İsimlerin bol- bol, tanıyıb bilmeden iddinameye salınması yasalara ve insanlığa haykırı bir iş olmaqla “ Ergenekon” araşdırmalarının tamamını zaman altına alıyor. Küçük yüreyi vatan ve türklük aşkıyla vuran 13 yaşlı kız çocuğumuzun haqsız olaraq bu iddianameye salınması rezillikdir ve sayın savcı buna cavab vermelidir.

Ben dünyanın berkini- boşunu görmüş, buna benzer yüzlerle iftiralara tuş olmuş, savaşdan ve ölümlerden keçmiş, amma her zaman kişiliyini qorumuş ve milletinin karşısına üzüağ çıxmış, Azerbyacanda 7- den 70-e her kesin tanıdığı ve sevdiyi birisiyim ve bele iddianameler bizim ismimize gölge salamaz. Adımın esassız olaraq gizli bir örgütle bağlı hallandırılmasından da rahatsız diyilim. Ancaq Türkiye sevgiyle hizmetlerimizin karşısında eşimin ve 13 yaşlı kızımın esassız olaraq dile- dişe salınması gerçekden adalet ve haqq aramaq işi diyil. Haqqı ve adaleti ayaklar altına atmakdır.
Sayın Başbakan!

Sizin beni anlayacağınıza ve Türkiyede sizin partinize yakın basında çıxan çirkin karalama kampanyasının durdurulması, hiç bir suç sayılan iş yapmadığımız, ne sanık , ne tanık konumunda bulunmadığımız halda “ Ergenekon\” iddianamesinde isimlerimizin zikr olunmasından dolayı meseleyi, müdahile edecekinize , kişisel haqlarımızın ve şerefli isimlerimizin korunmasında Bize yardım edeceyinize inanıyor ve bunu sizden rica ediyorum.

Bir daha Allahdan Sze can sağlığı, işlerinizde uğurlar, kardeş Türkiyemize dinclik, yükseliş ve emin- anamlıq diliyorum.
Sayqılarla,
Sabir Rüstemxanlı Azerbaycanın milli şairi, millet vekili, vetendaş Hemreliyi partisinin genel başkanı
Dünya Azerbaycanlıları Kongresinin başkanı.
20.10.2009.

İnterpress.az